İstanbul Zihinsel Engelliler Vakfı’nın (İZEV) yürüttüğü Mobil DownCafe Projesi, ‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’ Projesi kapsamında Koç Üniversitesi’nde ağırlanıyor.
Zihinsel engelli çocukların toplumla bir arada olmasını sağlamak fikriyle ortaya çıkan DownCafe ilk şubesini 10 yıl önce Ankara’da açtı. Zaman içerisinde mobil olarak pek çok farklı lokasyonda hizmet veren DownCafe,6 aylığına Koç Holding’in ‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’ Projesi kapsamında -Koç Üniversitesi kampüsünde bulunuyor. DownCafe’nin Kurucusu ve İstanbul Zihinsel Engelliler Vakfı (İZEV) Genel Sekreteri Saruhan Singen hem bireysel olarak hem de vakıf olarak bu projeye büyük bir önem verdiklerini söylüyor. Özellikle vakfın kurulduğu ilk günden bu yana zihinsel engelli çocukların eğitilmesi konusunda misyon üstlendiklerini söyleyen Singen, bu projenin çocukların sosyal hayata adapte olmalarında çok büyük etkisinin olduğunun altını çiziyor.
Bir şubesi de Mecidiyeköy’de bulunan DownCafe’nin çalışanları, son derece eğitimli. 6 ay süren sertifika programının ardından çalışmaya başlayan zihinsel engelli gençler, tabak-çatal diziliminden servise, yemek hazırlığından servise kadar pek çok konuda tam donanımlı biçimde eğitim alarak çalışma hayatına atılıyorlar. Üstelik zihinsel engelli gençlerin anneleri de gönüllü olarak cafenin işletilmesinde görev alıyorlar. Singen, projelerinde en büyük etkenin gönüllü anneler olduğuna dikkat çekiyor. Gönüllü anneler hem gençlerin hayata adaptasyonunda hem de Mobil DownCafe’nin işletilmesinde çok büyük bir sorumluluğu yükleniyorlar.
MOBİL DOWN CAFE’DE BİR GÜN
Kafede her sabah 9.30’da bir veya iki gönüllü annenin çocuklarla birlikte gelmesi ile mesai başlıyor. Servisinden mutfağına, temizliğinden müşteri ağırlamaya kadar her konuda zihinsel engelli gençlerin sorumluluk aldığı kafede, günün en yoğun saatleri öğlen arası olan 12.30-14.00 arasında yaşanıyor. Bu saatlerde kafenin etraftaki esnaflardan öğrencilere kadar pek çok müşterisi oluyor. Singen, “Mobil DownCafe’nin olduğu yerlerde bu gençlerin yaptıkları işler herkesin çok dikkatini çekiyor. Bu yüzden de müşterimiz bol oluyor” diyor. Cafe çalışanlarından Alican, “Sakin bir ortamda hizmet veriyoruz. Portakal suyu ve tost yapıyorum. Kafemiz öğle saatlerinde yoğun oluyor ama olsun. Aynı zamanda para da kazanıyoruz” diyerek kafede çalışmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ediyor.
Günün sonunda tüm müşteriler ağırlanıp işler bittikten sonra da saat 16.00’da kafe kapanıyor ve ardından gençler ve anneleri günlük temizliği tamamlayarak evlerine dönüyorlar. Singen, gençlerin ne kadar iyi eğitildiğini kafenin işleyişiyle deneyimlediğini belirtiyor. Kafeye gelenlerin müşteri değil misafir olarak gördüklerini belirten Singen, kafenin asıl amacını ise şu sözlerle özetliyor, “Biz aslında çocuklarımız ile toplumu eğitiyoruz.”
“MOBİL DOWN CAFE’YE İLGİ BÜYÜK”
Mobil DownCafe’nin Koç Üniversite-si’nde de büyük bir ilgiyle karşılandığını söyleyen Saruhan Singen, herkesin proje ile çok ilgili olduğuna değiniyor. Singen, daha önce Mobil DownCafe projesini anlatmak için birkaç üniversitede konferans vermiş ve Mobil DownCafe’ye ilginin çok büyük olduğunu gözlemlemiş. “Bu fikir öğrencilerin de çok hoşuna gitti ve ilgi görüyor. Burada 6 aylık bir anlaşma yaptık. Bu sürenin sonunda başka bir üniversitede projeye devam edeceğiz” diyor. Önümüzdeki günlerde Mobil DownCafe, Koç Üniversitesi’nin ardından diğer üniversitelerde de öğrencilerle engelli gençlerin kaynaşmasını sağlayacak.
Mobil DownCafe sadece hizmet veren bir yer değil. Aynı zamanda zihinsel engelli gençlerin eğitimine katkı sağlayan bir okul. Saruhan Singen, DownCafe’nin aynı zamanda bir sanat evi olarak kullanıldığını söylüyor. Gönüllü hocalar vasıtasıyla zihinsel engelli gençlere drama, yoga dersleri, foklar ile çeşitli eğitimler, heykel ve resim derslerinin verildiğini söyleyen Singen, gençlerin resim çalışmalarının daha sonra sergilenerek satıldığının ve bu sayede vakıfa gelir sağlandığını belirtiyor.
“AMACIMIZ 25 DEĞİL BİNLERCE DOWN’LUYA ULAŞMAK”
Singen, son olarak zihinsel engellilerin diğer engelliler gibi olmadığına dikkat çekiyor. “Görme ve bedensel engelliler bir yerden hayata tutunabiliyorlar ama zihinsel engellilerin her zaman yardıma ihtiyacı oluyor” diyen Saruhan Singen, bu konuda atılacak adımların zihinsel engelli çocukların hayata tutunması adına oldukça önemli olduğuna dikkat çekiyor. Amaçlarının 25 değil, binlerce çocuğa ulaşmak olduğunu belirten Singen, bunun sadece kafelerin kurulmasıyla değil, fabrikalar ve hastanelerde de zihinsel engelli çocuklara iş fırsatı verilmesiyle mümkün olabileceğini söylüyor.
MOBİL DOWN CAFE’NİN BİR GÜNÜ
Sabah 9-9.30’da bir veya iki gönüllü annenin çocuklarla birlikte gelmesi ile mesai başlıyor.
Gün içinde 12.30-14.00 saatleri arasında DownCafe en yoğun saatlerini yaşıyor.
Saat 16.00’da Mobil DownCafe kapanıyor.
Sonrasında çocuklar kafenin günlük temizliğini yapıyorlar.
“YOĞUN AMA MUTLUYUZ”
Cenk Alican Seçmen
“Sakin bir ortamda hizmet veriyoruz. Portakal suyu ve tost yapıyorum. Cafe’miz öğle saatlerinde yoğun oluyor, bu da bizi mutlu ediyor. Aynı zamanda para da kazanıyoruz.”
Didem Kur
“Haftada 4 gün burada çalışıyorum. Cuma günü Mecidiyeköy DownCafe’deyim. Çay, Türk kahvesi ve yemek servisi yapıyorum.Öğrencilerle sohbet ediyoruz, iletişimimiz çok iyi.”
Ali Osman
“Üniversite kampüsünde bulunmak güzel bir duygu. Mecidiyeköy’deki Cafe’mizde göre Koç Üniversitesi Mobile DownCafemiz daha rahat.”
Hale Eker
“Sabah 9’dan akşam 4’e kadar çalışıyoruz, 12-2 arası Cafe’miz çok yoğun oluyor.”
Ceren Sesen
“4 gündür buradayım, Yemek yaparak para kazanıyoruz. Gün içerisinde Cafe’miz oldukça kalabalık oluyor.”
Ali Osman Gülmez
“Öğrencilerle bir arada olmak güzel. Koç Üniversitesi’ndeki Cafe’miz Mecidiyeköy’e göre daha sakin ve rahat.”